Esin Çiftçi, iş hayatında kadın olarak yaşadığı zorluklara değindi. Her kadının kendi ayakları üzerinde durmaları gerektiğini söyleyen Çiftçi “Kadınlar her koşulda çalışmalı ve eşlerinin yüksek gelirleri olsa da kendi ayakları üzerinde durmalılar.” dedi.
Esin Çiftçi, 2008 yılında İşletme bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına atıldı. İlk olarak iş kariyerine çağrı merkezinde başlayan, sonrasında ise kendi işini kuran Çiftçi, o günleri şu cümlelerle anlattı; “Adım Esin Çiftçi. 36 yaşındayım. 2008 yılında İşletme bölümünden mezun oldum. Üniversiteden mezun olduktan sonra geçici iş gözüyle baktığım çağrı merkezine girdim. Çağrı merkezini iyi bir iş bulana kadar kısa vadeli çalışabileceğim bir yer olarak görüyordum. Yaklaşık 6 ay kadar müşteri temsilciliği yaptım. Sonradan terfi alarak takım lideri oldum. İŞKUR’da satış ve pazarlama üzerine eğitmenlik yaptım. 2014 yılında çağrı merkezi üzerine kendi şirketimi açtım ve iki buçuk yıl kadar kendi işimi yürüttüm. İki buçuk yıl yürüttüğüm iş bana çok önemli tecrübeler kattı” dedi.
“erkek yöneticiler kadın yöneticilere göre daha sözü dinlenilir görünüyor"
Çiftçi, konuşmasına şöyle devam etti; “Şu anda bir hukuk bürosunda çalışıyorum. İcra nedir, tebligat nedir bunları bilmeden bu işe girdim. Çağrı merkezinde çalıştığım yıllarda, İstanbul Anadolu yakasında beni birçok firma tanıdı. Çünkü yaklaşık 15 yıldır o sektördeydim. İster istemez yaptığımız projelerde, bayi distribütörleri ile olsun, şirket sahipleri ile olsun fazla iletişim halinde olduğum için hepsi beni 15 yılda tanıdı. Bu sayede beni şu anda çalışmış olduğum hukuk bürosuna önermişler. Evet hukuk tecrübem yok ama şu anda da yaptığım işin mantığı personel yönetimi. O yüzden icra ekipleri de çağrı merkezi formatında çalıştıkları için burada yöneticiliğe başladım. Bu hukuk bürosunda ilk işe başladığım zaman sadece çağrı merkezine bakıyordum ama şimdi tüm büroya hakimim. Şirketteki insan kaynakları, muhasebe, mutfak çalışanları, sekreterler vesaire bütün bunların sorumluluğu bende. İş hayatında kadın olmamın avantajları da var, dezavantajları da var. Yeri geldiğinde yönetimde benim gözlemlediğim her zaman şu, insanlar tarafından erkek yöneticiler kadın yöneticilere göre daha baskın ve daha sözü dinlenilir görünüyor. Dışarıdan gelen bir erkek, erkek yönetici değil kadın yönetici ile karşılaştığı zaman ise daha kibar, daha dinleyici, daha sakin oluyor” ifadelerini kullandı.
“Yaptığım işin maddi olarak karşılığını almadığımı düşünüyorum”
Yaptığı işin avantajlarından ve dezavantajlarından bahseden Çiftçi; “Çalıştığım yerde şöyle bir avantajım var, 5 yaşında bir oğlum olduğu için ve bazı günler işe giderken onu bırakacak kimse bulamadığımda oğlumu da işe götürüyorum. Bu konuda anlayışlı patronlarım var. Manevi olarak iyi bir işim ve iş arkadaşlarım var ama maddi olarak bu sektörde kazandığım tutarlar yetersiz bence. Yaptığım işin maddi olarak karşılığını almadığımı düşünüyorum” dedi.
“Kadınlar her koşulda çalışmalı”
Çalışan bir anne olarak yaşadığı zorluklardan bahseden Esin Çiftçi, her ne olursa olsun kadınların da iş hayatına girmelerinin gerektiğini dile getirdi. Çiftçi; “Kadın olarak, özellikle anne olarak çalışmanın erkek olarak çalışmaktan daha zor olduğu kesin. Çünkü benim eşim sabah 06:30’da servise binip işe giderken hatta işe gittiği serviste uyurken ben sabah kalkıp oğlumun beslenmesini hazırlıyorum, anaokuluna götürüyorum ve sonra metrobüs ile işe gidiyorum. Metrobüste yaşadığım maceraları anlatmak dahi istemiyorum. 1 saat 40 dakika işe gitmek gerçekten çok yorucu ve zor olabiliyor. Çalışan bir kadın olarak bütün bu zorlukları iliklerime kadar hissediyorum. Bir de anne olmanın getirdiği sorumluluklar da var. Bizim şirket kalabalık bir şirket. Anne olan çok kadın var. Ben bir organizasyon yaptığım zaman çocuklar da gelsin diyorum ve çocukların da eğlenebileceği organizasyonlar düzenliyorum. Çünkü çalışan bir annenin hafta sonu çocuğunu evde bırakıp şirket organizasyonuna vakit ayırması zor. Ama çocuklarla birlikte organizasyon yaptığımda çocuklar, ata biniyor, oyunlar oynuyor ve biz anneler de çocuklar da mutlu oluyoruz. Anne olan kadınlar bekar olan erkek veya kadınlara göre daha sorumluluk sahibi insanlar. Günümüzde ekonomik zorluklar, enflasyon, alım gücünün zayıflaması veya işsizlik gibi sorunlardan dolayı anne olan çalışan kadınlar aynı zamanda ev de geçindirdiği için bekarlara göre işine daha sıkı sıkı sarılıyorlar. Eskiden bir erkek çalışarak üç çocuk okuturken şu anda kadınlar da eşleri gibi çalışıp çocuk bakmak zorunda kalabiliyorlar. Bu durumlar haricinde de kadınlar, her koşulda çalışmalı, Eşlerinin çok yüksek gelirleri olsa bile kendi ayakları üzerinde durmalılar. Kadının kendi sigortasının olması, kendi parasını kazanabilmesi çok önemli. Bizim şirket dediğim gibi kalabalık bir şirket ve çocuğu olan çok fazla kadın çalışan var. Bizim şirket dahil olmak üzere her şirkette çocuk bakım odaları ve kreşler olsa daha çok kadın istihdam edilir ve iş hayatında kadının rolü daha fazla olur” cümlelerine yer verdi.
Comments