Melisa Cabiroğlu, 22 yaşında ve Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisi. Okuduğu üniversiteye ve bölümüne karşı duyduğu ilginin ortaokul zamanlarına dayandığını dile getiren Cabiroğlu, öğrencisi olduğu Marmara Üniversitesi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü hakkında konuştu. Geleceğe yönelik hedeflerine ve hayattan beklentilerine değinen Cabiroğlu; “Stresten ve kaostan uzak olup mutluluk içinde bir hayat yaşamayı istiyorum” ifadelerini kullandı.
Konuşmasına kendini tanıtarak başlayan Melisa Cabiroğlu, stajyerlik deneyimlerinden bahsetti. Üniversitesinin öğrenci kulüplerinde de yer aldığına değinen Cabiroğlu; “Ben Melisa Cabiroğlu. 22 yaşındayım. Aslen Adanalıyım ve ailem halen orada yaşamakta. Üniversite eğitimim için şu an İstanbul’da ikamet ediyorum. Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler 3. sınıf öğrencisiyim. Kendimi her alanda geliştirmeyi ve yeni bilgiler öğrenmeyi çok seviyorum. Çevremde bulunan tüm insanlara elimden geldiğince yardım edip kendi kişisel bilgi ve deneyimlerimi onlara aktarmaya, onlara destek olmaya çalışıyorum. Kendimi, arkadaş ve aile ilişkilerine önem veren, gezmeyi, araştırmayı seven, sokak hayvanlarına karşı duyarlı ve elimden geldiğince onlara destek veren birisi olarak tanımlayabilirim. Aktif olarak öğrencilik hayatıma devam etmekteyim. Okuduğumdan dolayı herhangi bir işte devamlı olarak çalışmamaktayım. Kamu ve özel Sektör alanındaki kurumsal iş yerlerinde insan kaynakları, operasyon departmanı, pazarlama departmanı gibi departmanlarda stajyerlik yaptım. Onun dışında üniversitemin öğrenci kulüplerinde yönetim kurullarında çeşitli alanlarda moderatörlük, başkan yardımcılığı, başkanlık ve genel sekreterlik görevlerini yaptım ve halen devam etmekteyim” dedi.
“İstanbul bana büyülü bir şehir gibi geliyordu”
Konuşmasının devamında, İstanbul’a karşı duyduğu hayranlığa değinen Cabiroğlu, Marmara Üniversitesinde okuma kararını ortaokul yıllarında aldığını şu cümlelerle aktardı; Küçüklüğümden beri İstanbul’a karşı derin bir hayranlık ve sevgi beslemekteydim. İstanbul, bana adeta büyülü bir şehir gibi geliyordu. Bu yüzden çocukluğumdan beri İstanbul’da yaşamayı hayal ediyordum. Üniversite tercihime gelirsek ortaokul dönemimde hukuk ve siyaset alanına yönelik ilgimin olduğunu fark ettim. Tarihi, hukuku, siyaseti ve buna benzer alanlarla ilgili kitaplar okumayı ve yeni bilgiler edinmeyi seviyordum. O zamanlarda İstanbul’daki üniversiteleri araştırmaya başladım. Marmara Üniversitesinin ismini ilk okuduğum andan itibaren kendime çok yakın hissettim. Hem akademik kadrosu, hem köklü geçmişi, hem de imza attığı onca başarıdan dolayı beni çok etkilemişti. Kendime ortaokul dönemimde bir hedef koydum. Marmara Üniversitesinde ya hukuk okuyacaktım ya da siyasetle alakalı bir bölümde okuyacaktım. Üniversite sınavımdan sonra da kendimi daha fazla geliştirebileceğimi düşündüğüm Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandım” cümlelerine yer verdi.
“Asla aşırı para ya da lükste gözüm yok”
Geleceğe yönelik planlarını ve hayattan beklentilerini açıklayan Cabiroğlu, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı; “Geleceğe yönelik planlarımda kamu ya da özel sektör alanlarından birisini tercih edip üst düzey yönetici konumunda çalışmayı istiyorum. Eğer kamu alanında tercihimi kullanırsam Türkiye’de kariyer hayatıma devam ederim ancak özel sektör alanında tercihte bulunursam kendimi geliştirmek ve rahat bir yaşam elde edebilmek için yurt dışında kariyerime devam ederim. Ülke tercihi olarak Amerika, İsviçre, Kanada gibi iş olanakları yüksek, yaşam kalitesinin daha iyi olduğu bu ülkelerden birini tercih ederim. Aslında her genç gibi benim de hayattan en büyük beklentim, emeklerimin karşılığını aldığım, adaletin ve refahın yüksek olduğu bir gelecektir. Stresten ve kaostan uzak olup mutlu bir hayat yaşamak istiyorum. Asla aşırı para ya da lükste gözüm yok. Yalnızca hakkettiğim konumda olup kariyer anlamında yükselip, hem yurt içi hem de yurt dışında özgür ve rahat bir şekilde gezip kişisel gelişimime ve genel kültürüme yeni deneyimler eklemek istiyorum” ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.