Kazım Öztürk Lise öğrenimini tamamladıktan sonra eczane teknisyeni oldu. 14 yıl bu mesleği yaptıktan sonra Fethiye’ye yerleşip turizm taşımacılığına başladı. Öztürk, sağlık turizminde yabancılar tarafından Türkiye’nin tercih edildiğini dile getirdi. Turistlerin Türkiye’de daha az para ödediğini ifade ederek, “ Türkiye’ye sağlık turizmine gelen yabancıların kendi ülkelerinde de aynı sağlık imkanlarına sahip olmalarına rağmen, bir diş ameliyatına ödedikleri fiyatın daha azını Türkiye’de uçak, otel, transfer gibi masrafları da dahil olarak İstanbul’un turistik ve tarihi yerlerini geziyor ve bir bakıma tatil yapmış oluyorlar” dedi.
14 yıl eczane teknisyenliği yapan ve sonrasında Fethiye’ye taşınan Kazım Öztürk, eczane teknisyenliğinden sonra iş hayatına turizm taşımacılığı yaparak devam etti. Fethiye’nin İngiltere’nin bir köyü gibi olduğuna değinen Öztürk; “İsmim Kazım Öztürk. Sağlık turizm taşımacılığı yapıyorum. Bundan önce 14 yıl eczane teknisyenliği yaptım. Daha sonra İstanbul’dan Fethiye’ye yerleşip kendi aracımla tatil turizmi taşımacılığı işine başladım. Sonra tekrar Fethiye’den İstanbul’a döndüm. Şu anda İstanbul’da sağlık turizm taşımacılığı yapıyorum. Tatil turizm taşımacılığının olayı, havaalanından otele otelden de havaalanına taşımacılık yapmak. Turist o gün antik kentleri gezmek istiyor. Arabaya bindiriyorsun akşama kadar rehberler ile turlar yapıyorsun. Mesela turist plaja gitmek istiyorsa yine sen arabanla plaja götürüyorsun, tekne turlarına da götürüyorsun. Tatil turizminin sezonu var 6 ay. 6 ay çalışıp diğer 6 ay çalışmıyorsun. 12 ay olan işlere göre bu işin kazancı da üç katı. Şimdi İstanbul’da da sağlık turizmi yapıyorum. Burada 12 ay çalışıyorum. Burada da havaalanı otel, otel havaalanı, hastaneye gelişleri, hastanede muayeneleri, tekrar ülkelerine giderken havaalanı transferlerini yapıyorum. Sağlık turizmi yaparken, Aydın tarafına Polonyalılar ve Almanlar çok geliyordu. Bodrum ve Marmaris tarafına İngilizler ve Hollandalılar, Fethiye tarafına da yoğun olarak İngilizler geliyordu. Fethiye İngiltere’nin küçük bir köyü gibi. Orada yıllardır yaşayan turistler var. Antalya’yı ise en çok Ruslar ve Ukraynalılar ziyaret ediyor” dedi.
“Tatil turizminde mesai saatleri yok”
Tatil turizm taşımacılığında zorlu bir iş temposu olsa da maddi kazancının iyi olduğuna değinen Kazım Öztürk, sonrasında İstanbul’a dönüp sağlık turizmi taşımacılığına geçiş yaptığını şu cümlelerle anlatıyor; “Tatil turizminde mesai saatleri diye bir kavram yok. Yeri geliyordu 22-23 saat hiç uyumadan araba sürüyordum. Sezon 6 ay olduğu için ne kadar çalışırsan sana o kadar faydası var. Zorluğu genel olarak böyle ama dediğim gibi kazancı, sağlık turizmine göre üç katı. Uykusuz kalmak ve aşırı araba kullanmak tatil turizminin zorluklarıydı. Ben tekrar İstanbul’a dönmek istediğimden dolayı bu işi bırakıp İstanbul’da sağlık turizmine geçiş yaptım” dedi.
“Yabancılar Türkiye’yi tercih ediyor”
Yabancıların sağlık turizminde Türkiye’yi tercih ettiklerini vurgulayan Öztürk; “Sağlık turizminde çeşitli ülkelerden insanlar saç ektirmeye, diş ameliyatı olmaya, estetik ameliyatı olmaya geliyor. İspanya’dan Amerika’ya kadar her yerden gelen insanlar var. Türkiye’ye sağlık turizmine gelen insanlar, Türkiye’yi bu tip ameliyatların ucuz olmasından dolayı tercih ediyor. Kendi ülkelerinde de bu imkanlar olsa da kendi ülkelerinde bir diş ameliyatı olmak için ödediği fiyatın daha azını Türkiye’de uçak, otel, transfer gibi masrafları da dahil burada turistik ve tarihi yerleri geziyor ve bir bakıma tatil yapmış oluyor. Türkiye’ye sağlık turizmine genelde Fransa’da yaşayan Fas ve Cezayir kökenli insanlar geliyor. Türkiye’ye sağlık turizmine gelenler çoğunlukla saç ektirmeye ve estetik ameliyatı olmaya geliyor. Ama genelde saç ekimi başı çekiyor. Türkiye saç ekiminde başarılı. Ucuz olması yanında başarılı olduğu için bu kadar talep oluyor. Türkiye, saç ekiminde Dünya’ya göre bir tık önde. Ayrıca ucuz olması da cezbediyor” ifadelerini kullandı.
“Turistlerin davranış biçimi medeniyete göre değişiyor”
Türkiye’ye gelen turistlerin davranış biçimini yorumlayan Kazım Öztürk; “Türkiye’ye gelen turistlerin davranış biçimleri kendi ülkelerinin medeniyet seviyesine göre değişiyor. Mesela Suudi Arabistan’dan, Katar’dan veya Dubai’den gelen bir turist, Türkiye’de taşımacılığını yapandan tutun doktoruna kadar herkesi kendisine köle olarak görüyor. Parasını verdiği için size istediği gibi davranabileceğini ve konuşabileceğini düşünüyorlar. Fransa’da yaşayan Faslı veya Cezayirli turistlerde böyle bir durum söz konusu olmuyor. Bu insanlar daha sakin konuşan, terbiyesizliği olmayan insanlar. Avrupa’dan gelen insanlar bize saygı duyuyor, taşımacılığını yaptığımız arabadaki bir tuşa dokunurken bile şoföre soruyor. Bir ülkenin medeniyeti ne kadar yüksek ise oradan gelen turistin de medeniyet seviyesi o kadar yüksek oluyor” dedi.
“Turistler eskisi gibi korkmuyor”
Türkiye'ye gelen turistlerin artık eskisi gibi korkmadığını vurgulayan Öztürk; “Güvenlik konusuna gelirsek, mesela yakın zamanda İstanbul Taksim’de bombalı saldırı oldu. O saldırı olduktan hemen sonra Taksim’deki otellere turist bıraktım. Turistler, bu tip durumlardan eskisi gibi korkmuyor. Bu işi İstanbul’da yapmanın en zor kısmı ise trafik. Bazı turistler de İstanbul trafiğini gördüğünde gözlerine inanamıyor. Turistler 2 km yolu bir saatte gittikleri zaman ‘burası nasıl bir yer’ diye yakınıyor. Biz de, ‘İstanbul’da 18 milyon insan yaşıyor, araç sayısı çok fazla’ gibi açıklamalar yapmak zorunda kalıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Comments