İstanbul Üniversitesi mezunu Doğan Bürce, Erasmus programında gittiği Polonya’da yaşadığı tecrübelere değindi. Türkiye’deki ve Polonya’daki öğrencileri karşılaştıran Bürce “Türkiye’de öğrenciyken tanıdığım birçok öğrencinin kitap almakta güçlük çektiğine şahit oluyordum. Bu durum Polonya’da okuyan öğrencilerde söz konusu olmuyor” dedi.
İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri mezunu olan Doğan Bürce, 2019 yılında kendisi adına birçok tecrübe ve bilgi birikimi elde ettiği ve bunun da Erasmus sayesinde olduğunu vurguladı. İmkanı olan bütün öğrencilerin dünyayı tanımalarını, farklı ülke ve şehirleri gezmelerini öneren Bürce “İsmim Doğan Bürce. İstanbul Üniversitesi’nden 2021 yılında ana dalım olan Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkilerinden mezun oldum. 2022 yılında ise çift anadal yaptığım bölüm olan siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünden mezun oldum. Şu anda da özel bir denetim firmasında çalışmaktayım. 2019 yılında Polonya’nın Varşova şehrinde 6 aylık Erasmus tecrübem oldu. İstanbul Üniversitesi’nde okumak hep hayalimdi. Bunun nedeni İstanbul Üniversitesi’nin ülkemizdeki en köklü üniversitelerden biri olmasıydı. Bu şekilde İstanbul Üniversitesi’ni kazanıp çift anadal yaparak iki bölümden de mezun oldum. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri okurken notlarımın ve ortalamamın iyi gelmesi ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü ile çift anadal yaptım. Çift anadal yaparken aynı zamanda çeşitli kurslara giderek ve gerekli azmi göstererek İngilizcemi geliştirdim. 2019 senesinde notlarımın iyi olması ve İngilizce yeterlilik sınavını da geçerek Erasmus programına dahil oldum ve böylece 6 ay Polonya’nın Varşova kentinde okuma deneyimim oldu" dedi.
“Türkiye’deki öğrencilerin Dünya’yı tanımasını tavsiye ediyorum”
Erasmus’a gitmenin üniversiteye başlarken kendisi için bir hayal olduğunu ve bu hayalini gerçekleştirdiğini söyleyen Doğan Bürce, Polonya’ya gittikten sonra birçok ülkeyi gezip gördüğünü ifade etti. Bürce; “Erasmus programına dahil olmak, üniversiteye başlarken hayalimdi. Başka ülkeleri gezmek, orada insanların ve üniversite öğrencilerinin yaşantılarını gözlemleme fırsatım olacaktı. Polonya’ya giderken kafamda soru işaretleri ile gittim. Çünkü hakkında hiç bir fikrim yoktu. Benim bölümümün sadece Polonya Varşova Üniversitesi ile anlaşması vardı. Bu sebeple Polonya’ya gittim. Polonya’ya gittikten sonra Macaristan, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, İsveç ve Almanya’yı gezme fırsatım da oldu. Erasmus programına dahil olup birçok Avrupa Ülkesini gezme fırsatımın olması bana çok şey kattı. Birçok milletten insanla tanıştım, birçok kültür gördüm, İngilizcemi daha çok geliştirmemin yanı sıra Lehçe ve Almanca da bir nebze öğrendim. Avrupa’da özellikle Polonya’da üniversite öğrencileri ile kendi ülkemizdeki üniversite öğrencilerinin yaşam farklarını gözlemledim. Bütün bunlar benim ufkumu genişletti ve dünyaya daha geniş perspektiften bakmamı sağladı. Dünya’da farklı insanlar, farklı kültürler, farklı inançlar, farklı yaşam tarzları var. Dünya’da tek değiliz. Aslında Dünya birçok çeşitliliği içinde barındırıyor. Ben bu bağlamda Türkiye’de okuyan üniversite öğrencilerinin imkanları dahilinde farklı ülkeler ve şehirler görmelerini, farklı kültür ve milletten insanlar tanımalarını öneriyorum. Bu dünyaya çok farklı bakmalarını ve hem toplumsal hem bireysel gelişmeyi olumlu yönden çok etkileyeceği kanaatindeyim” dedi.
“Varşova’da okuyan bir öğrencinin çalıştığını görmedim”
Türkiye ve Polonya’daki öğrencilerin öğrencilik hayatındaki farkları değerlendiren Doğan Bürce, iki ülkede öğrenim gören öğrencilerin en büyük temel farkının barınma olduğunu söyledi. Bürce; “Polonya’daki öğrencilerin Türkiye’deki öğrencilere göre eğitim, ulaşım, ekonomik şartlar, eğlence gibi birçok avantajı var. Polonya, Almanya, Fransa, Hollanda gibi diğer Avrupa Ülkelerine oranla ekonomik açıdan daha zayıf olsa da oradaki öğrenciler Türkiye’deki öğrencilere göre ekonomik olarak daha özgürler. Polonya’da bulunduğum 6 aylık süreç kapsamında çok detaylı ve genel bir yorum yapamam ama Türkiye’de yaşayan öğrenciler ile Polonya’da yaşayan öğrencilerin gözüme takılan en büyük farkı barınmaydı. Polonya’da bir öğrenci kendi şehrinden başka bir şehirde Üniversiteyi kazandığında barınma, beslenme, eğitim gibi temel insani ihtiyaçlarını düşünmüyorlar. Onlar tamamen alacağı eğitim ve üniversitede bulunduğu süreç içerisinde sosyalleşme, arkadaşlıklar kurma, eğlenme ve elde edecekleri deneyimleri düşünüyorlar. Mesela yurt konusuna gelirsek Türkiye’de KYK yurtlarında kalan öğrencilerin yaşadığı barınma, beslenme gibi hatta bulundukları yurtlarda birkaç öğrencinin birlikte kalması, yurda giriş çıkış saatleri gibi bir takım problemler ile karşılaşıyorlar. Ben Polonya Varşova Üniversitesinde okurken kaldığım yurt üniversiteye ait bir yurttu. Öğrencilerin yurda giriş-çıkış saatlerinde bir sınırlama yoktu. Öğrenciler istediği saatte yurda girip çıkabiliyorlardı. Yurtta cinsiyet ayrımı yoktu. Kadın ve erkek öğrenciler aynı yurtta barınıyordu. Yurt odalarında en fazla iki öğrenci bulunuyordu. Bu durumda öğrencilerin kendi özgür alanı oluyor ve böylelikle öğrencilerin eğitimine ciddi katkılar sağlıyor. Türkiye’de tanıdığım birçok öğrencinin kitap almakta güçlük çektiğine şahit oluyordum. Bu durum Polonya’da okuyan öğrencilerde söz konusu olmuyor. Polonya’da bir öğrenci ders bitiminden sonra arkadaşlarıyla çeşitli etkinliklerde bulunabiliyor. Ulaşım konusunda da öğrencilere ciddi destekler sağlanıyor. Türkiye’de ailesinden ayrı bir şehirde okuyan birçok üniversite öğrencisi KYK kredisi veya bursu alsa da hatta ailesinden de destek alsa yine geçinmek için bir işe girip çalışmak durumunda kalıyor. Bu yaşanan durumla Varşova üniversitesindeki öğrencilerde hiç karşılaşmadım. Ailesi ile yaşadığı şehirden ayrılıp Varşova’ya okumaya gelen bir öğrenci ayrıca iş bulup çalıştığını da görmedim” ifadelerine yer verdi.
Commentaires